Kayıp Demiryolunun Hikayesi Kitaplaştırıldı
‘Haliç-Karadeniz Sahra Hattı’ adıyla hizmete giren ve 1950’lerin başında sessiz sedasız kayıplara karışan İstanbul’un kayıp trenine ait tüm bilgiler, Kağıthane Belediyesinin çabaları ile yıllar süren bir araştırma sonrası kitaplaştırıldı.
Prof. Dr. Emre Dölen, koleksiyoner Mert Sandalcı, gazeteci ve aynı zamanda Kağıthane Belediyesi Basın Danışmanı Hüseyin Irmak’ın ortaklaşa yürüttüğü 18 yıllık çalışma, ‘Kayıp Bir Demiryolunun İzinde’ ismiyle Kâğıthane Belediyesi’nce yayımlandı. Mert Sandalcı’nın editörlüğünde hazırlanıp Türkçe-İngilizce yayımlanan 344 sayfalık kitap, İstanbul tarihinin kayıp sayfalarını aralıyor.
“BU KİTAP 16-17 YILLIK BİR BİRİKİMİN ESERİ. “
Kitap hakkında bilgiler veren koleksiyoner Mert Sandalcı, “Benim bu trene ilgi duymam çocukluk yıllarımda küçük trenlere olan merakım ve ilkokul 3’üncü sınıfta Kağıthane’de yaptığım bir pikniği hiç unutmamamdan kaynaklanıyor. Daha sonra tesadüfen burada bir tren yolu olduğunu gördükten uzunca bir süre sonra yaklaşık 16- 17 yıllık bir koleksiyon birikimi ve bunun bir kitaba dönüşmesiyle ortaya çıktı. Kitaptaki belgelerin en büyük özelliği İstanbul’un varoşları diyebileceğimiz ve 1910’larda hiç fotoğraf çekinilmesi düşünülmeyen yerlerin çok yoğun bir tarzda fotoğraflanması ve 350’ye yakın belgeyle ortaya konmasıdır. Kitap o açıdan oldukça değerlidir” dedi.
Kitap’ın yazım aşamasından önce yaptıkları araştırma esnasında bölgede tren yoluna ait izler bulabilmek için büyük bir uğraş verdiklerini belirten Sandalcı, ” Kimse tam olarak trenin nasıl bir hat üzerinden ilerlediğini bilmiyordu, tamamen izleri kaybolmuş ve nerdeyse geriye bir şey kalmamıştı. Çaresizce bir şeyler bulmak uğraşıyla ormanlık alanda dolaşırken ayağıma sert bir cisim takıldı. Yaprakları kaldırıp baktığımda bir taş gördüm ve taşın üzerinde yazan 9/8’i görünce yaşadığım mutluluğu ve heyecanı size anlatamam. Bir süre taşın üzerinde bulunan bu rakamın ne anlama geleceğini düşündük ve bunun kilometre taşı olduğuna 9’un kilometreyi 8’in de metreyi gösterdiğini bulduk ve bu taştan her 100 metrede bir olması gerektiğini ortaya çıkardık. Daha sonra ilk bulduğumuz taşın her yönüne 100 metre ilerleyerek diğer kilometre taşlarını da bulduk. Yaklaşık 100 senedir orada duruyorlardı. O an yaşadığım duyguları tarif etmem mümkün değil.” dedi.
” BASILI OLSUN VE BİLGİLER DERLİ TOPLU OLSUN İSTEDİK.”
Demiryolu ve trenle ilgili teknik bilgileri ortaya koyduklarını belirten Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç ise, “Tarihi Kağıthane Demiryolu, Santral İstanbul kömürsüz kaldığında İstanbul elektriksiz kalmasın diye ağaçlı ve çift alandan kömür taşımak için hızla oluşturulmuş bir hat. Çünkü o yıllarda İstanbul işgal altındaydı. Hem İngiltere’den Santral İstanbul’a kömür getirilmesi mümkün değildi hem de Zonguldak’tan getirilen kömürler engellenmekteydi. Böylece bir çözüm üretilmişti. Demiryolu aynı zamanda da bu dönem içerisinde farklı bir görev de üstlendi. Kağıthane’deki silah deposundan Karadeniz’e ve Anadolu’ya silahların ulaştırılması için taşındı. Dolayısıyla çok hızlı yapımına başlanan ve 1 yıl içerisinde tamamlanıp sonra da çok önemli fonksiyonlar yürüten tarihi bir demiryolunun kitabını hazırladık. Basılı olsun, bilgiler derli toplu olsun istedik. Yüzlerce yıl sonra insanlar ulaşmak istediklerinde bilgiye hazır ulaşsınlar dedik” diye konuştu.
KAYIP BİR DEMİRYOLUNUN İZİNDE
İstanbulluların “Kâğıthane Treni” olarak adlandırdığı kayıp trenin, işgal yıllarında Anadolu’ya silah ve cephane kaçırılmasında da görev yaptığı, araştırma sırasında ortaya çıkarıldı. Haliç silah depolarından tren ile gece Ağaçlı-Karaburun’a çıkarılan mühimmatın buradan da teknelerle İnebolu’ya aktarılma hikâyesine kitapta ayrıntılarıyla yer verildi.
Önemli bir mikro tarih çalışması olan kitap; 1. Dünya Savaşı koşullarında şehrin elektriksiz, fabrika ve gemilerin kömürsüz kalma tehlikesini bertaraf etmek için Ağaçlı kömürlerinin Haliç’e taşınma öyküsünü tüm yönleriyle aktarıyor. Gerek ocaklardaki tesislerin ayrıntılı fotoğraf ve bilgilerine gerek hat güzergâhının dönem fotoğraflarına yıllar süren bir takiple ulaşan ekip, birçok materyalin ilk defa görüldüğünü ifade etti.
Kayıp hattın günümüzdeki güzergâhını ise hava fotoğrafları ile okuyucuya sunan kitap, karşılaştırma için demiryolunu gösteren eski haritaları kullanıyor. Trenin vaktiyle kullandığı rotanın yerden de fotoğraflandığı çalışma, 1950’ye gelindiğinde başlayan “kaybolma”nın izinin sürerek sonuca ulaşıyor.
Lokomotif ve vagonların kitapta yer alan çizimleriyle teknik metni ise Alan Prior isimli bir demiryolcu tarafından hazırlandı. Çizimlerde ölçü verildiği için maket yapımına da olanak sağlayan kitap, Prof. Dr. Emre Dölen, Mert Sandalcı ve Hüseyin Irmak’ın yazılarının yanı sıra 1915’lerde Ağaçlı Ocak Müdürlüğü yapan Şevki (Sevgin) Bey’in ayrıntılı bilgiler içeren hâtıratına da yer veriyor.