Ankara’dan İstanbul’a 3 saatte gitmesi planlanan hızlı tren tünelde sıkışıp kaldı. Tünel açılamadığı için parkur varyant yolla aşılacak ancak trenin hızı düşecek
Hızlı trenin Eskişehir’den İstanbul’a uzanan yolculuğunda 26 numaralı tünel kabusu yaşanıyor. İnönü ile Vezirhan arasında bulunan 6 kilometrelik tünel, zeminin azizliğinden dolayı planlanan sürede bitirilemiyor. Dolayısıyla hızlı trenin 29 Ekim’e yetişmesi mümkün değil. Hatta yılsonuna bile yetişme ihtimali düşük.
Dün 26 numaralı tünelle ilgili yazdığım yazıya hem TCDD’den hem de tüneli açan Cengiz İnşaat’tan yanıt geldi. TCDD’den yapılan açıklamada, bugüne kadar proje kapsamında 25 tünelin açılarak hazır hale getirildiği ancak 26 numaralı tünelin projede zamanlamayı aksatacak ilginç jeolojik bir yapıya sahip olduğuna dikkat çekiliyor. TCDD açıklaması şöyle devam ediyor:
“Yazınıza konu 6 kilometre uzunluğundaki 26 nolu tünel bölgesi, jeolojik yapı itibarıyla en zayıf ve problemli alandır. Tünel açılma işlemi devam ederken, tünel delme makinesinin hızının düşmesi nedeniyle, yumuşak zemine sahip 26 nolu tünelin açılmasının riskli olup olmadığının incelenmesi için, inşa işlemi Demiryolu İdaresi’nce durdurulmuş ve
zemin yeniden incelemeye alınmıştır. Bu nedenle, tünelle ilgili bilimsel/teknik süreç devam ederken, hattın sözleşme süresinde açılması için, inceleme, ölçme ve raporlama sürecinin de zaman alacağı düşünülerek ve her türlü emniyet riski dikkate alınarak 26 nolu tünel güzergahına alternatif olmak üzere varyant yapılmaktadır.
Tünel açma işleminin durdurulması ve varyant yapılması yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı olup,
yüklenici firmayla bir ilgisi bulunmamaktadır.”
Zaten ben de tüneli açamamanın yüklenici firmanın suçu olduğuna dair bir imada bulunmamıştım. Olayın tamamen doğanın bir azizliği olduğu ortada.
Zemini tanıdık, delip geçeriz
Hızlı tren projesinde yer alan 26 numaralı tüneli Cengiz İnşaat açıyordu. Bu iş için dünyanın sayılı büyük TBM (Tunnel Boring Machine) makinalarından biri getirilmişti. Ancak yumuşak zemin öyle bir oyun oynadı ki tünel bir türlü açılamadı. Yazımı şantiyede okuduğunu belirten Cengiz İnşaat Genel Müdürü Kemal Ünlüer aradı.
Öncelikle başlığa takıldığını vurguladı. Ben başlıkta “Çılgın Türk Mehmet Cengiz batağa saplandı” demiştim. Bu tabii ki bir borç batağı değildi ancak Ünlüer, “Dostumuz var düşmanımız var. Bu ifadeyi aleyhimize kullananlar çıkabileceği için biraz rahatsız olduk” dedi.
Gazeteci için ilginç
başlık atmak önemlidir. Yoksa her gün çıkan onlarca köşe yazısı içinde kendinizinkini nasıl okutacaksınız?
Ünlüer’e gazete tekniği açısından durumu böyle izah ettim, anlayışla karşıladı. “O tüneli açmak için gece gündüz uğraş veren mühendis ve işçi kardeşlerimiz de habere üzüldü” dedi.
“Yazıda bir yanlışlık var mı?” diye sordum. “Kesinlikle hayır” dedikten sonra başlarına geleni ve neler yaptıklarını aktardı:
“Tren hattı çoğu yerde Kuzey Anadolu Fay Hattı’na paralel gidiyor. Bu proje kapsamında 3 tanesi Bolu Tüneli’nin neredeyse iki katı uzunlukta olmak üzere 39 tünel açtık. Viyadüklerle 19 kilometrelik tren yolunun altyapısını tamamladık. Ancak maalesef 26 numaralı tünelde ciddi bir zemin problemi ile karşılaştık. Çok sıkışmış ama yumuşak bir zemindi. Farklı zamanlarda büyük göçükler oldu. Zemin yüzünden TBM’nin çalışmasında problemler yaşadık. Böyle örselenmiş bir zeminle karşılaşacağımızı bilmiyorduk.”
Ünlüer, bu zemin karşısında pes etmediklerini belirterek devam etti:
“Son 1 yıldır zemini yeniden tanımlamak üzere çok ciddi çalışmalar yaptık. İTÜ’den, ODTÜ’den Almanya ve İtalya’dan jeoloji uzmanları türlü incelemeler testler yaptı. Adeta zemin tanımlama okulu oldu burası. Sanıyorum artık gerekli bütün bilgilere sahibiz. Belirtmeliyim ki bizim gibi finansman gücü olmayan bir firma kaçar giderdi. İdare’den aldığımız paranın daha fazlasını zemin etüdü için harcadık. Deneme kazılarına başladık. TBM’yi zemine uygun hale getirdik. Bazı parçaları değişti. Artık ben ve ekibim bu tüneli açma işini bir prestij olarak görüyoruz. Delmeden bırakıp gitmek istemiyoruz.”
2020’ye kadar inşaat sürer
26 numaralı tünelin açılamamasının iki önemli sonucu bulunuyor. Öncelikle seferler planlandığı gibi 29 Ekim’de başlatılamayacak. Daha önemlisi, o tünel bitmeden hızlı tren gerçek hızına ulaşamayacak. Zira varyant yol düz bir hatta olmayacağı için tren ister istemez hız düşürecek. Aksi takdirde, Allah korusun yıllar önce Pamukova’da yaşanan hızlandırılmış tren kazasının bir benzeri yaşanabilir. Projede tek sorun bu 26 nolu tünel gibi de görünmüyor. Örneğin hızlı tren Pamukova-Arifiye arasında şu anki duruma göre tek hattan gidecek. Köseköy-Gebze arasında mevcut hattın yanına yapılması planlanan yeni hatta da problem ve gecikme var. Projede asıl hedefin ‘2015’te yapılacak seçimler öncesine yetiştirmek’ olacağını söyleyebiliriz. Bu arada sakın yanlış anlaşılmasın 2015, projenin tam olarak bittiği tarih de olmayacak. Örneğin Halkalı’ya kadar uzanacak ve üçüncü köprüden geçişi de kapsayan özel hattın açılışı k2020 yılını bulacak.
Kaynak