Siemens Velaro Hızlı Tren Seti Kapıkulede

Avrupa’nın 6’ncı dünyanın 8’inci hızlı tren işletmecisi ülkesi haline gelen Türkiye’de, Ankara-Eskişehir Hattı’nda 13 Mart 2009-13 Mart 2011 tarihleri arasındaki 3 milyon 250 bin kişi Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile seyahat etti. YHT’ler, 2 yıl boyunca 11 bin 697 sefer yaptı ve 2 milyon 200 bin km yol kat etti. YHT hattı olan Ankara-Konya’nın testi devam ediyor. Bu hattın Mayıs 2011’de işletmeye açılması planlanıyor. Ankara-Sivas YHT ve Ankara-İstanbul YHT projelerinin ise inşası devam ediyor. Cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023 yılına kadar da 10 bin km YHT hattı yapılması hedefleniyor.

Türkiye’nin YHT’deki potansiyeli üretici firmalarının dikkatini Türkiye üzerinde yoğunlaştırmalarını sağlıyor. Siemens de bu firmaların başında geliyor. Türkiye’de 1990 yılından bu yana ulaşım alanındaki çözümlerle yer alan Siemens Türkiye, hızlı tren üretimindeki deneyimini Türkiye’de ürün geliştirme planıyla daha da artırmak istiyor. Siemens Türkiye’nin bu anlamda geliştirmek istediği ürün ise saatte 400 km’ye çıkabilen en hızlı treni Valero. Siemens Türkiye, komple bir tren setini buraya getirmek değil, büyük bir katkıyı Türkiye’de sağlayarak hızlı trenlerin teknolojisini Türkiye’de hayata geçirmeyi istiyor.

Türkiye’de anahtar teslim projelerle faaliyet gösteren Siemens Türkiye, raylı sistemlerde ana hat sinyalizasyon ve elektrifikasyon, yüksek hızlı trenler ve hatları, büyükşehirler toplu taşıma projelerine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. 1990 yılında Konya Tramvay Projesi ile Türkiye’deki çalışmalarına başlayan Siemens Türkiye, Bursaray Hafif Raylı Taşıma Sistemi’ni, Kayseray Tramvay Sistemi’ni ve Siemens’in en büyük anahtar teslimi Tünel Projesi olan 359 km’lik otoyolda 33 km uzunluğundaki 29 tünelin elektrik ve elektromekanik çözümlerinin gerçekleştirildiği Espiye-Sarp Tünelleri Projesi’ni gerçekleştirdi. Siemens Türkiye ayrıca İstanbul Metrosu Sinyalizasyon ve Elektrifikasyon Projesi ile Samsun Tramvay Sistemi Projesi’ni gerçekleştirdi. Siemens Türkiye Endüstri Sektörü Ulaşım Çözümleri Direktörü Cüneyt Genç, devam eden Ankara-Konya YHT Hattı’nın 72 adet hızlı tren ihtiyacını ortaya çıkaracağını, bu ihtiyaca Türkiye’de geliştirmek istedikleri hızlı trenlerle cevap vermek istediklerini belirtiyor. Bu üretimin sıfırdan fabrika kurarak değil, yerli kamu kuruluşları ve özel sektör firmalarıyla ortaklık şekilde olacağını ifade eden Genç, önce araçların yüzde 10’luk kısmıyla üretime başlanacağını ilerleyen yıllarda oranın yüzde 50’ler seviyesine ulaşmasının planlandığını anlatıyor. Siemens Türkiye’nin, raylı sistemlerdeki çözümlerine ve YHT ile ilgili planlarına dair Cüneyt Genç ile söyleşi gerçekleştirdik.

Siemens ulaşım sektöründeki çözümler dendiğinde hem karayolu hem demiryolunda çalışmalar gerçekleştiriyor. Öncelikle şehirlerarası demiryolu ağında kullanılan değişik kategorilerdeki araçların üretimi gerçekleştiriliyor. Elektrikli ve dizel araçlar, hızlı trenler, lokomotifler ve vagonların üretimi gerçekleştiriliyor. Araç üretiminin yanında sinyalizasyon ve elektrifikasyon çalışmaları da gerçekleştiriliyor. Dünya çapında bu çalışmaları yapan sayılı firmalar var ve çok uzmanlık gerektiren alanlar bunlar. Türkiye’de de Siemens 20 yıldır faaliyet gösteriyor. İlk olarak Konya’da raylı sistem alt yapısı işlerini üstlendi. Ardından Ankaray Hafif Raylı Sistemi’ni anahtar teslim olarak gerçekleştirdi. 1998 yılında Bursaray Hafif Raylı Sistemi’ni ve son olarak da İstanbul Metrosu sinyalizasyonunu gerçekleştirdi. Raylı sistemlerin dışında karayolunda otoyol tünellerinin elektromekanik işleri yani enerji otomasyonundan yangın güvenliğine, aydınlatmadan enerji hatlarının sağlanmasına kadar tüm çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalar kapsamında Karadeniz Otoyolu’nda 29 adet tünelin elektromekanik işlerini gerçekleştirdik. Bu proje tüm dünyadaki Siemens’in bir kerede gerçekleştirdiği en önemli tünel projesi oldu.

Türkiye’de uygulama projesi gerçekleştirme şeklinde çalışıyoruz. Kadrolu eleman sayısı olarak 40 kişiyiz ve 30 kadarı mühendis ve teknik ekipten oluşuyor. Proje dönemlerinde bu sayı artış gösteriyor. Siemens’in ürettiği ürün ve sistemlerin Türkiye’de uygulanabilmesini sağlayacak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Biz Türkiye’de uygulama mühendisliği ve sistem ve ürünlerin Türkiye’ye adaptasyonunu sağlıyoruz. Tüneller konusuna baktığımızda ise Siemens’in dünyadaki uzmanlık merkeziyiz. Dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleştirilecek teknoloji, yazılım, uygulama ve yönetim çalışmalarının gerçekleştirilmesinde Türkiye merkez olarak seçildi.

Raylı sistem araçlarının üretiminin Türkiye’de gerçekleştirilebilineceğini, Siemens’in Türkiye’de bu pazardan pay alabileceğini düşünüyoruz. Hem şehirlerarası yolcu taşımacılığı hem de metro ve tramvay gibi şehiriçi yolcu taşımacılığında kullanılan araçların kullanımı Türkiye’de son derece arttı. Özellikle yüksek hızlı tren hatlarının inşa edilmesi yüksek hızlı trenlere olan ihtiyacın çok olacağını gösteriyor. Siemens daha önceki hızlı tren alımında dezavantajlı konumdaydı. Çünkü rekabetçi olduğu trenler 300 km/s’nin üstünde. Türkiye’de de hedeflenen hızlar 300 km/s’lik hız olduğu için Siemens yeni hızlı tren alımlarında güçlü bir yerde olacak. Biz yeni yapılacak hatlarda Türkiye’de 400 kilometre hıza ulaşan trenler getirmek istiyoruz.

Hızlı trenler ülkeye özel araçlar olmalı. Bizim en son ürünlerimiz değişik ülkelerin iklim koşulları, taşıma kapasitesi, hız taleplerine uygun olarak üretiliyor. Bizim ilk etapta yüksek potansiyeli olan Türkiye’de üretime geçebilmek için öncelikle yeterli siparişi alabilmemiz gerekiyor. İlk başta aracın yüzde 10’unu Türkiye’de üretip bu oranları yıllar itibariyle artırmak istiyoruz. Bunun için kendi başımıza fabrika kurmamızdan çok yerli kamu kuruluşları veya özel şirketlerle ortaklıklar yaparak onların imkanlarıyla beraber üretim yapmak daha doğru bir yöntem. Türkiye’nin acil olarak bir hızlı tren ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacı gidermek için ihaleye açacağını biliyoruz. Biz de bu ihaleye girmek istiyoruz. İhale ile üretim için yeterli sayıda sipariş alırsak yerli üretime geçebiliriz. Son 1 yıldır hangi parçaların üretileceği, hangi oranlarda üretim yapılabilineceği ve kimlerle ortak üretim yapılabilineceği konusunda sürekli bir çalışma içerisindeyiz. Ancak alınacak sipariş adetleri yeni fabrika kurmak için yeterli olmaz. Üretim yapılabilmesinin en önemli şartı üretim yapılacak ülkenin talebinin yeterli olmasıdır. Türkiye’nin demiryollarında attığı çok ciddi adımlar ve sahip olduğu büyük bir potansiyel var. Bu potansiyeli Türkiye’de üretim yaparak, elde edilen bilgi birikimi ve üretim adetleri ile çevre ülkelere de satış yapmak hep değerlendirilen bir konu. Ama bu bir yatırım planının yapıldığı ve şu zaman adımın atılacağı anlamına gelmiyor.