Dolar 42,8012
Euro 50,1583
Altın 5.973,25
BİST 11.341,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Çok Bulutlu
İstanbul
13°C
Çok Bulutlu
Paz 13°C
Pts 13°C
Sal 14°C
Çar 13°C

LAX APM: P3 Modelinde Raylı Sistem İnovasyonu

LAX Havalimanı’ndaki otomatik kişi taşıma sistemi (APM), kamu-özel sektör ortaklığı ile nasıl tasarlandı ve uygulanıyor? Dev bir ulaşım projesinin sırrını keşfetmek için dinleyin!

LAX APM: P3 Modelinde Raylı Sistem İnovasyonu
20 Nisan 2018 06:37



Los Angeles Uluslararası Havalimanı (LAX) Otomatik Kişi Taşıma Sistemi (APM): Kamu-Özel Sektör Ortaklığının Bir Vaka Çalışması

Bu makale, Los Angeles Uluslararası Havalimanı’nda (LAX) Otomatik Kişi Taşıma Sisteminin (APM) tasarım, inşaat, finansman, işletme ve bakımını üstlenen LAX Entegre Ekspres Çözümleri (LINXS) konsorsiyumuna verilen 4,9 milyar dolarlık sözleşmeyi inceliyor. Proje, ulaşım sektöründe büyük ölçekli bir Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (P3) modelini sergileyen önemli bir girişimdir. Bu makalenin devamında; projenin mali yönleri, teknolojik tercihleri, operasyonel zorlukları ve bu ölçekteki bir transit girişiminin uzun vadeli etkileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Bu projenin başarılı bir şekilde uygulanması, sadece LAX’ın kapasitesi ve verimliliği için değil, aynı zamanda küresel çaptaki büyük ulaşım merkezlerinde gelecekteki APM dağıtımları için de bir kıstas niteliğindedir. Analiz, projenin başarısına veya potansiyel zorluklarına katkıda bulunan temel faktörleri vurgulayarak gelecekteki büyük ölçekli transit projeleri için değerli bilgiler sağlayacaktır.

LINXS Konsorsiyumu ve P3 Modeli

LAX APM projesi, başarılı bir Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (P3) örneğidir. Fluor, Balfour Beatty, ACS Altyapı Geliştirme, Dragados USA, HOCHTIEF PPP Solutions ve Flatiron’dan oluşan LINXS konsorsiyumu, tasarım firmaları HDR ve HNTB ile birlikte önemli mali ve operasyonel riskleri üstlenmektedir. Bu risk paylaşım modeli, Los Angeles Dünya Havaalanları (LAWA)’nın tüm mali yükü taşımadan özel sektör uzmanlığından ve sermayesinden yararlanmasını sağlar. 30 yıllık işletme sözleşmesi, LAWA için potansiyel maliyet aşımını ve operasyonel kesintileri azaltarak uzun vadeli bakım ve performans garantileri sağlar. P3 modeli, özel konsorsiyumun yüksek kaliteli ve uygun maliyetli bir sistem sunmak için teşvik edildiği için yeniliği ve verimliliği teşvik eder.

Teknolojik Özellikler ve Operasyonel Verimlilik

Bombardier Transportation, teknolojik olarak gelişmiş ve güvenilir bir sistem sağlayan APM araçlarını ve işletim sistemini sağlamaktadır. İki dakikada bir gelen sürücüsüz trenler, saatte 10.000 yolcuya veya yılda tahmini 85,1 milyon yolcuya taşıma kapasitesine sahiptir. Tasarım, bagajla kolay binmeyi sağlamak için geniş kapıları içerir ve istasyonlarda yolcu akışını ve erişilebilirliği kolaylaştırmak için yürüyen merdivenler, asansörler ve hareketli yürüyen bantlar bulunur. Yolcu deneyimine ve operasyonel verimliliğe odaklanma, büyük havaalanlarında ortak bir darboğaz olan büyük sayıda yolcunun terminaller ve yer ulaşımı arasında verimli bir şekilde taşınmasını ele alarak APM sisteminin başarısı için çok önemlidir.

Mali Yönler ve Risk Azaltma

4,9 milyar dolarlık sözleşme önemli bir yatırımı temsil etmektedir, ancak P3 yapısı LAWA için mali riskleri azaltmaktadır. Özel konsorsiyum, inşaat ve işletme maliyetlerinin önemli bir bölümünü üstlenerek kamu sektörünün ön mali yükünü azaltmaktadır. Bununla birlikte, uzun vadeli işletme sözleşmesi, her iki taraf için de dikkatli risk değerlendirmesi ve yönetimi gerektirmektedir. Potansiyel zorluklar arasında öngörülemeyen inşaat gecikmeleri veya maliyet aşımı yönetimi, sistemin uzun vadeli güvenilirliğinin ve bakımının sağlanması ve 30 yıllık operasyon dönemi boyunca değişen yolcu taleplerine ve teknolojik gelişmelere uyum sağlamak yer almaktadır. Şeffaflık ve sağlam sözleşmeler, bu riskleri azaltmada çok önemlidir.

Uzun Vadeli Etkiler ve Geleceğe Bakış

LAX APM projesi, gelecekteki büyük ölçekli transit girişimleri için bir model görevi görmektedir. Başarısı, etkili proje yönetimi, programlara ve bütçelere uyum ve mevcut ulaşım ağlarıyla başarılı entegrasyona bağlı olacaktır. Hava yolcularını otobüs ve metro hatları gibi diğer ulaşım biçimleriyle sorunsuz bir şekilde bağlama yeteneği, LAX çevresindeki trafik sıkışıklığını hafifletmede çok önemli olacaktır. Bu projenin başarısı, büyük ölçekli, karmaşık transit projelerinin teslim edilmesinde P3 modellerinin etkinliğini doğrulayarak, dünyadaki diğer büyük havaalanlarında ve şehirlerde benzer girişimlerin önünü açacaktır. Projenin uzun vadeli işletme ve bakım yönleri de yakından incelenecek, gelecekteki altyapı planlamasını ve ortaklık modellerini bilgilendirecektir.

Sonuç

LINXS konsorsiyumu tarafından Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (P3) modeli altında gerçekleştirilen 4,9 milyar dolarlık bir girişim olan LAX APM projesi, büyük bir uluslararası havaalanında ulaşım altyapısının modernize edilmesi yolunda önemli bir adım oluşturmaktadır. Bombardier Transportation teknolojisini kullanan ve yıllık 85,1 milyon yolcu kapasitesini hedefleyen proje, büyük ölçekli altyapı geliştirme için yenilikçi teknolojik çözümlere ve P3 modellerine giderek artan bağımlılığı vurgulamaktadır. P3 modelinin kullanılmasına yönelik karar, inşaat, işletme ve bakımda özel sektörün uzmanlığından ve verimliliğinden yararlanırken, kamu sektöründen önemli bir mali yükü başarıyla ortadan kaldırmaktadır. Bununla birlikte, projenin uzun vadeli başarısı, hem LAWA’nın hem de LINXS konsorsiyumunun 30 yıllık sözleşme süresi boyunca maliyet aşımı, teknolojik zorluklar ve değişen operasyonel taleplerle ilgili riskleri etkili bir şekilde yönetme yeteneğine bağlıdır. Projenin başarısı, özellikle P3 modelleri ve gelişmiş otomatik transit teknolojilerini kullanan gelecekteki büyük ölçekli ulaşım projeleri için değerli dersler sunacaktır. Projenin performansının dikkatli bir şekilde izlenmesi ve uzun vadeli mali ve operasyonel sonuçların kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi, bu yaklaşımın etkinliğini değerlendirmede ve gelecekteki benzer girişimleri bilgilendirmede çok önemli olacaktır.