Dolar 41,9391
Euro 48,7999
Altın 5.540,56
BİST 10.941,79
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Paz 21°C
Pts 24°C
Sal 21°C
Çar 18°C

Tehuantepec Koridoru: AMLO’nun Riskli Projesi

Tehuantepec Koridoru:  AMLO’nun Riskli Projesi
4 Mayıs 2025 18:12



Meksika’da, Tehuantepec Kıstağı’ndaki Interoceanik Koridor (CIIT) projesi, Panama Kanalı’na demiryolu tabanlı bir alternatif oluşturmayı amaçlayan önemli bir altyapı girişimidir ve büyük tartışmalara yol açmaktadır. Meksika Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador (AMLO) tarafından desteklenen proje, Pasifik kıyısındaki Salina Cruz limanını Atlantik kıyısındaki Coatzacoalcos’a bağlayan yaklaşık 300 kilometrelik mevcut demiryolu hatlarının canlandırılmasını içermektedir. Hükümet, CIIT’i 800 doğrudan ve 2.400 dolaylı iş yaratacak büyük bir ekonomik itici güç olarak tanımlarken, yerel yerli topluluklardan gelen önemli bir muhalefet ve uluslararası analistlerden gelen şüphecilik ortaya çıkmıştır. Bu muhalefet, zorla yerinden edilme, çevresel hasar ve projenin kurulu Panama Kanalı’na gerçek bir rakip olarak genel ekonomik uygulanabilirliği hakkındaki endişeler etrafında yoğunlaşmaktadır. Aşağıdaki bölümler, bu karmaşık sorunun çeşitli yönlerini ele alarak, ekonomik argümanları, sosyal etkiyi, çevresel hususları ve CIIT projesinin daha geniş jeopolitik sonuçlarını inceleyecektir.

CIIT’nin Ekonomik Uygunluğu

Meksika hükümeti, CIIT’ye 2,85 milyar dolar yatırım yapmış ve 2028 yılına kadar yıllık 300.000, 2033 yılına kadar ise 1,4 milyon konteyner taşıyacağını öngörmüştür. Bununla birlikte, bu projeksiyon sektör uzmanlarından önemli şüphelerle karşı karşıyadır. Drewry Supply Chain Advisors Genel Müdürü Philip Damas, CIIT’nin Panama Kanalı ile rekabet etme yeteneğine şüpheyle yaklaşıyor ve kanalın mevcut trafik hacminin, son operasyonel zorluklara rağmen önemli ölçüde daha yüksek olduğunu vurguluyor. CIIT için öngörülen kargo hacmi, Panama Kanalı’nın mevcut taşıma kapasitesinin yalnızca küçük bir bölümüdür. Ayrıca, yapılan önemli yatırım, özellikle birincil değil, ikincil bir ulaşım rotası olarak oynayabileceği sınırlı rolü göz önüne alındığında, projenin yatırım getirisine (YİG) ilişkin endişeleri artırmaktadır. CIIT’nin ekonomik başarısı için yapılan argüman, gelecekteki büyümeye bağlıdır, ancak bu büyüme kesinlikle garanti edilmemektedir.

Sosyal Etki ve Yerinden Edilme

CIIT projesi, esas olarak Kıstağın Kuzey Bölgesindeki Yerli Topluluklar Birliği (UCIZONI)’nden yerel yerli topluluklardan önemli sosyal huzursuzluk ve protestolara neden olmuştur. UCIZONI üyeleri, projenin ekonomik hedefleri yerel halkın refahının önüne geçirdiğini ve çok sayıda ailenin zorla yerinden edilmesine yol açtığını iddia etmektedir. Yüksek hızlı demiryolu hattının inşası, toplulukları doğrudan etkilemiş, yetkililerle çatışmalara ve endişelerini dile getiren protestoculara yönelik cezai suçlamalara yol açmıştır. Yerli topluluklar üzerindeki CIIT’nin sosyal etkisi konusunda istişare ve dikkatin olmaması, önemli bir etik ve sosyal kusuru temsil etmektedir. Bu eylemler, büyük ölçekli altyapı geliştirmeyle ilişkili insan maliyetini ve toprak hakları ile yerli kültürlerin korunması konusundaki endişeleri vurgulamaktadır.

Çevresel Endişeler

Sosyal endişelerin ötesinde, CIIT’nin çevresel etkisi de bir tartışma noktasıdır. UCIZONI ve uluslararası insan hakları örgütleri, projenin inşasından kaynaklanan önemli çevresel hasarı belgelemiştir. Projenin hassas ekosistemleri bozma ve ormansızlaşmaya katkıda bulunma potansiyeli, zaten önemli olan muhalefete eklenmektedir. Projenin uzun vadeli çevresel sonuçlarını değerlendirmek ve olası zararları azaltmak için daha fazla analize ihtiyaç vardır. Kapsamlı bir çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) ve sıkı çevre koruma önlemlerinin uygulanması, projenin başlamasından önce önceliklendirilmelidir.

Jeopolitik Yansımaları ve Panama Kanalı ile Karşılaştırma

CIIT’nin Panama Kanalı ile rekabet etme hırsı, daha geniş jeopolitik sonuçlara sahiptir. Panama Kanalı, eşi benzeri görülmemiş kuraklık koşulları nedeniyle geçici kapasite azalmaları yaşamış olsa da, önemli ölçüde daha yüksek bir taşıma kapasitesine sahiptir. CIIT, en iyi ihtimalle, talep zirvelerini karşılamak veya Panama Kanalı’nın kapasitesi tam olarak kullanılırsa tıkanıklığı gidermek için tamamlayıcı bir taşıma rotası olarak hizmet edebilir. Bununla birlikte, bu sınırlı rol, zaten taahhüt edilen büyük yatırımı haklı çıkarmamaktadır. Mevcut durum, büyük hedeflere sahip fakat gerçekçi olmayan hedefler yerine ekonomik gerçeklikleri, sosyal etkileri ve çevresel sürdürülebilirliği tam olarak dikkate alan sağlam bir altyapı planlamasının önemini vurgulamaktadır.

Sonuç

Tehuantepec Kıstağı’ndaki Interoceanik Koridor (CIIT) projesi, büyük ölçekli altyapı geliştirmede karmaşık bir vaka çalışması sunmaktadır. Proje, Meksika ekonomisini canlandırmayı ve Panama Kanalı’na potansiyel bir alternatif sağlamayı amaçlarken, ekonomik uygulanabilirlik, sosyal sonuçlar ve çevresel etki oldukça tartışmalıdır. Projenin öngörülen kargo hacmi, Panama Kanalı’nın mevcut kapasitesiyle karşılaştırıldığında çok az kalmakta ve önemli yatırıma yapılan YİG hakkında ciddi şüpheler uyandırmaktadır. Ayrıca, yerli toplulukların zorla yerinden edilmesi ve endişelerinin göz ardı edilmesi, projenin uygulanmasında önemli etik ve sosyal kusurları vurgulamaktadır. Belgelenen çevresel hasar, uzun vadeli ekolojik sürdürülebilirlik konusunda endişeleri artıran başka bir karmaşıklık katmanı eklemektedir. Sonuç olarak, CIIT projesi, kapsamlı ekonomik analizi önceliklendiren, yerel toplulukların haklarına ve endişelerine saygı duyan ve potansiyel çevresel sonuçları dikkate alan dengeli bir altyapı geliştirme yaklaşımının önemini vurgulamaktadır. Büyük hedefli altyapı projeleri ekonomik büyümeyi teşvik edebilirken, sosyal adalet ve çevresel bozulmanın bedeline gelmemelidir. Kapsamlı bir maliyet-fayda analizi ve anlamlı topluluk katılımı da dahil olmak üzere tüm yönlerin daha ayrıntılı bir değerlendirmesi, bu ölçekteki gelecekteki altyapı projelerinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.