Avrupa’da Kombine Taşımacılık Krizi: Çözüm Yolları

Avrupa Birliği’nde (AB) sürdürülebilir yük taşımacılığının temel taşlarından biri olan kombine taşımacılık (KT) sektörü, önemli zorluklarla karşı karşıyadır. Bu makale, karayolu-demiryolu KT hacimlerindeki son düşüşü derinlemesine inceleyerek, katkıda bulunan faktörleri analiz edecek ve bu hayati ulaşım modunu canlandırmak için olası çözümleri araştıracaktır. Analiz, yük talebini etkileyen ekonomik iklimi, demiryolu ve karayolu arasındaki rekabet ortamını ve Avrupa Birliği’nde kombine taşımacılığın uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamak için hedeflenen hükümet desteğinin önemini kapsayacaktır. Bu konunun karmaşıklığını anlamak son derece önemlidir, çünkü Avrupa genelinde verimli ve çevre dostu yük hareketinin geleceği, kombine taşımacılık sektörünün sağlığı ve büyümesine bağlıdır. Bu analiz, mevcut durumu, altta yatan nedenleri ve olası iyileşme yollarını kapsamlı bir şekilde ele alarak, sektör paydaşları ve politika yapıcılar arasında eleştirel bir tartışmayı teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Avrupa’daki kombine taşımacılık sektörünün karşılaştığı bu kritik durum, ekonomik faktörler, rekabetçi piyasa dinamikleri ve hükümet politikalarının karmaşık etkileşimini anlamamızı gerektirmektedir. Sektörün geleceği ve sürdürülebilir yük taşımacılığının sağlanması için acil çözümler bulunmalıdır.

Avrupa Kombine Taşımacılığındaki Düşüş

Uluslararası Karayolu-Demiryolu Kombine Taşımacılık Birliği (UIRR), 2023 Nisan-Haziran döneminde kombine taşımacılık hacimlerinde endişe verici bir %14’lük düşüş bildirdi. Bu, COVID-19 pandemisinin başlangıcındaki 2020 ikinci çeyreğinde yaşanan önemli düşüşü yansıtan, ardı ardına üçüncü çeyreklik düşüşü işaret etmektedir. Bu önemli azalma, sektör performansında ciddi bir düşüşü vurgulamakta ve acil müdahale ve stratejik planlama ihtiyacını ortaya koymaktadır. Bu düşüş, sadece hacimsel bir azalma değil, aynı zamanda sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliği ve Avrupa’nın yeşil ulaşım hedefleri için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

Ekonomik Ters Rüzgarlar ve Piyasa Rekabeti

Avrupa’daki mevcut ekonomik iklim, düşüşte önemli bir rol oynamaktadır. Yüksek enflasyon, düşük tüketici güveni ve kolayca bulunabilen ve ucuz enerjinin sona ermesi, genel yük talebinde azalmaya katkıda bulunmuştur. Ayrıca, demiryolu ve karayolu yük taşımacılığı arasındaki rekabet ortamı giderek karayolu taşımacılığına doğru kaymaktadır. Demiryolu yükselen hat erişim ücretleri ve çekiş için elektrik fiyatlarına karşı mücadele ederken, karayolu taşımacılığı nispeten sabit geçiş ücretlerinden ve düşen dizel yakıt fiyatlarından yararlanarak birçok yük operatörü için daha cazip bir seçenek haline gelmektedir. Bu fiyat farkı, kombine taşımacılığın rekabet gücünü doğrudan etkileyerek piyasa payını etkilemektedir. Özellikle yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalar, karayolu taşımacılığının maliyet etkinliğini etkileyerek, demiryolu taşımacılığının rekabet gücünü daha da düşürmektedir.

Hükümet Desteğine İhtiyaç

UIRR Başkanı Ralf-Charley Schultze, düşüşü hafifletmek için AB hükümetlerinden hedeflenen desteğin acil ihtiyacını vurguladı. Olumsuz eğilimin en az 2024 yılına kadar devam edebileceğini savunuyor. Bay Schultze, hat erişim ücretlerinin düşürülmesi ve çekiş elektriğine fiyat sınırlamaları getirilmesi de dahil olmak üzere bir dizi politika müdahalesini savunuyor. Bu önlemler, demiryolu ve karayolu arasında eşit şartlar sağlamayı ve kombine taşımacılığı yük operatörleri için daha ekonomik bir seçenek haline getirmeyi amaçlamaktadır. Böyle bir müdahale olmadan, bu çevre dostu yük taşımacılığı modunun uzun vadeli sürdürülebilirliği tehlikeye girmektedir. Bu nedenle, hedeflenen ve etkili politikaların uygulanması kritik önem taşımaktadır.

Politika Önerileri ve Sürdürülebilir Çözümler

Kombine taşımacılıktaki düşüşü tersine çevirmek için çok yönlü bir yaklaşım gereklidir. Bu, azaltılmış hat erişim ücretleri ve sübvanse edilmiş elektrik gibi mali teşvikleri içermenin yanı sıra, demiryolu ağlarının verimliliğini ve kapasitesini artırmak için altyapı iyileştirmelerine yatırım yapmayı da kapsamaktadır. Ayrıca, hedefli pazarlama kampanyaları ve sürdürülebilir yük çözümlerini önceleyen düzenleyici çerçeveler aracılığıyla kombine taşımacılığın çevresel faydalarının teşvik edilmesi çok önemlidir. Daha yakıt verimli lokomotiflerin ve vagonların benimsenmesinin teşvik edilmesi de demiryolunun işletme maliyetlerini düşürerek rekabet gücünü artıracaktır. Etkin çözümlerin geliştirilmesi ve uygulanması için hükümetler, yük operatörleri ve altyapı sağlayıcıları arasında iş birliği çok önemlidir. Bu işbirliği, sektörün sürdürülebilirliğini ve rekabet gücünü sağlamak için hayati önem taşımaktadır.

Sonuçlar

Avrupa kombine taşımacılık hacimlerindeki önemli düşüş, yük sektörünün sürdürülebilir gelişimi için ciddi bir zorluk oluşturmaktadır. Ekonomik ters rüzgarların, artan demiryolu işletme maliyetlerinin ve karayolu taşımacılığının göreceli uygun fiyatlılığının birleşmesi, bu hayati ulaşım modunun sürdürülebilirliğini tehdit eden mükemmel bir fırtına yaratmıştır. 2023 ikinci çeyreğinde yaklaşık %15’lik hacim düşüşü, COVID-19 pandemisinin başlangıcında görülen tarihi düşüşü yansıtmakta ve sektörün kırılganlığını vurgulamaktadır. Hat erişim ücretlerindeki ve çekiş elektrik fiyatlarındaki artışın neden olduğu demiryolunun karayoluyla karşılaştırıldığında rekabet gücünün olmaması, acil ve kararlı bir eylem gerektirmektedir. UIRR’nin hedeflenen hükümet desteği çağrısı çok önemlidir. Azaltılmış hat erişim ücretleri ve elektrik fiyat sınırlamaları gibi sübvansiyonlar, demiryolu yük taşımacılığının maliyet etkinliğini yeniden sağlamak ve artan benimsenmesini teşvik etmek için çok önemlidir. Bununla birlikte, yalnızca mali teşvikler yeterli değildir. Altyapı iyileştirmelerini, çevresel faydaların teşvik edilmesini ve sürdürülebilir yük seçeneklerini destekleyen düzenleyici değişiklikleri kapsayan bütünsel bir yaklaşım gereklidir. Yakıt verimli raylı araçlara yatırım yapmak, maliyet rekabet gücünü daha da artırabilir. Hükümetler, sektör paydaşları ve altyapı sağlayıcıları arasındaki bu işbirliği çabası, Avrupa’da kombine taşımacılığın uzun vadeli sürdürülebilirliği ve başarısı için zorunludur. Kararlı bir eylem olmadan, mevcut düşüş sadece kombine taşımacılığın geleceğini değil, Avrupa’nın daha geniş çevresel ve ekonomik hedeflerini de tehdit etmektedir.