Dolar 42,2081
Euro 48,8788
Altın 5.430,71
BİST 10.924,53
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Az Bulutlu
İstanbul
21°C
Az Bulutlu
Pts 21°C
Sal 20°C
Çar 15°C
Per 15°C

Berlin U-Bahn’ın Yeni Sürüşü: SKF ve Stadler Rail İş Birliği

Berlin U-Bahn’ın Yeni Sürüşü: SKF ve Stadler Rail İş Birliği
20 Ağustos 2021 11:34



Giriş

Bu makale, küresel rulman ve contalar lideri SKF (SKF Grubu) ile önde gelen İsviçre demiryolu taşıt üreticisi Stadler Rail arasında imzalanan, uzun vadeli ve önemli bir servis sözleşmesini ele almaktadır. Sözleşme, Avrupa’nın en yoğun hızlı transit sistemlerinden biri olan Berlin U-Bahn (Berlin Metrosu) filosunun önemli bileşenlerinin tedariki ve bakımını kapsamakta olup, sistemin modernizasyonuna ve operasyonel verimliliğine önemli bir yatırım anlamına gelmektedir. Anlaşma, basit parça tedarikini aşarak kapsamlı bir servis paketi ve performans tabanlı KPI’ları (Ana Performans Göstergeleri) içermekte olup, SKF ve Berlin’in toplu taşıma operatörü Berliner Verkehrsbetriebe (BVG) tarafından güvenilirlik ve kullanılabilirliğe verilen stratejik önemi vurgulamaktadır. 30 yılı aşkın süreyi kapsayan sözleşmenin uzun vadeli olması ve 606’nın üzerinde, potansiyel olarak 1500’e kadar demiryolu vagonunun bakımını içeren projenin büyük ölçeği, demiryolu sektöründe uzun vadeli ortaklıklara ve proaktif bakım stratejilerine yapılan önemli bağlılığı göstermektedir. Makalede, sözleşmenin teknik yönleri, ilgili tüm taraflar için stratejik etkileri ve Berlin’in toplu taşıma altyapısının geleceği üzerindeki daha geniş etkisi incelenecektir.

Uzun Vadeli Ortaklık ve Stratejik Uyumluluk

SKF ve Stadler Rail arasında Berlin U-Bahn için imzalanan 32 yıllık sözleşme, iki sektör lideri arasında stratejik bir uyumu göstermektedir. Bu uzun vadeli taahhüt, tedarik risklerini en aza indirir ve inovasyon ve sürekli iyileşmeye elverişli işbirlikçi bir ortamı teşvik eder. SKF’nin tekerlek takımı yatakları, aks kutuları, yağlama sistemleri ve yedek parçalar dahil olmak üzere kapsamlı bir servis paketi sunma yeteneği, zorlu demiryolu uygulamaları için özel çözümler sunmadaki uzmanlığını vurgulamaktadır. SKF’nin ilk tasarım aşamasından itibaren dahil olması, demiryolu taşıtlarının tasarımını ve performansını optimize etme taahhüdünü alt çizmektedir. Bu yaklaşım, arıza süresini en aza indirerek ve bileşenlerin ömrünü maksimize ederek proaktif bir bakım stratejisi oluşturmaktadır. KPI’lar tarafından desteklenen performans anlaşması, güvenilirlik ve hesap verebilirliğe olan odaklanmayı daha da güçlendirerek, tüm taraflar için şeffaflık ve karşılıklı faydalar sağlamaktadır.

Teknik Özellikler ve İnovasyon

Sözleşme, elektriksel hasarı azaltmak için yenilikçi plazma kaplamalar içeren 12.000’den fazla tekerlek takımı yatağının tedarikini ve bakımını kapsamaktadır. Bu, SKF’nin ürünlerinin performansını ve ömrünü artırmak için son teknoloji ürünü teknolojileri entegre etme taahhüdünü göstermektedir. Plazma kaplamaların kullanımı, elektrik arkı gibi belirli zorlukları gidermek için malzeme bilimindeki devam eden gelişmeleri ve demiryolu sektöründeki uygulamalarını örneklendirmektedir. Ayrıca, aks kutularının ve gelişmiş yağlama sistemlerinin dahil edilmesi, daha az sürtünme, daha iyi verimlilik ve tüm demiryolu taşıtlarının daha uzun çalışma ömrüne katkıda bulunur. SKF’nin kapsamlı katılımı, bileşen tedarikini aşarak, yüksek performanslı bir demiryolu sisteminin bakımında çok önemli olan özel bilgi ve uzmanlığı da kapsamaktadır.

Berlin U-Bahn Sistemi Üzerindeki Etki

SKF sözleşmesi, BVG’nin U-Bahn tarihindeki en büyük olan 3 milyar € (3,53 milyar ABD Doları) değerindeki araç satın alma programının ayrılmaz bir parçasıdır. Güvenilir, uzun ömürlü bileşenlerin ve kapsamlı servis desteğinin sağlanması, U-Bahn ağının güvenilirliğini ve kullanılabilirliğini doğrudan etkiler. Arıza süresinin en aza indirilmesi ve operasyonel verimliliğin artırılması, yolcu deneyiminin iyileştirilmesi, yolcu sayısının artması ve Berlin şehri için daha sürdürülebilir bir toplu taşıma sistemi anlamına gelir. Performans tabanlı anlaşmalara odaklanılması, beklenmedik arızaları ve ilgili maliyetleri azaltarak önleyici bir bakım yaklaşımının önemini vurgulamaktadır.

Sonuçlar

SKF’nin Stadler Rail ile Berlin U-Bahn için yaptığı sözleşme, demiryolu sektöründe önemli bir dönüm noktasını temsil etmekte olup, karşılıklı güvene ve mükemmelliğe ortak bir bağlılığa dayalı uzun vadeli ortaklıklara doğru bir paradigma kaymasını göstermektedir. Anlaşma, gelişmiş teknolojileri ve performans tabanlı KPI’ları içeren kapsamlı bir servis paketini kapsayarak, basit bir tedarik sözleşmesinin ötesine geçmektedir. SKF’nin plazma kaplamalı tekerlek takımı yataklarının, aks kutularının ve gelişmiş yağlama sistemlerinin sağlanması, Berlin U-Bahn ağının güvenilirliğini, güvenliğini ve verimliliğini önemli ölçüde artırmaya katkıda bulunmaktadır. 32 yılı aşkın süreyi kapsayan sözleşmenin uzun vadeli doğası, hem operasyonel mükemmelliğe hem de demiryolu mühendisliğinde sürekli inovasyona stratejik bir bağlılığı göstermektedir. SKF’nin teknolojik uzmanlığını Stadler Rail’in üretim becerisiyle birleştiren bu işbirlikçi yaklaşım, demiryolu sektöründeki zorlukların proaktif olarak ele alınmasının ve sürdürülebilir, verimli ve güvenilir toplu taşıma sistemleri için önleyici bakımların ve uzun vadeli stratejik ortaklıkların değerinin vurgulanmasının önemini ortaya koymaktadır. Bu girişimin başarısı, dünyadaki diğer büyük transit sistemleri için önemli sonuçlar doğurmakta olup, gerçekten sağlam ve güvenilir bir demiryolu altyapısı oluşturmada gelişmiş teknolojilerden ve işbirlikçi ortaklıklardan yararlanmanın avantajlarını göstermektedir. Performans tabanlı sözleşmelere olan bağlılık, bu eğilimi daha da güçlendirerek, hesap verebilirliği sağlayarak ve optimum operasyonel performansın sunulmasını önceliklendirmektedir.