Dolar 42,8012
Euro 50,1583
Altın 5.973,25
BİST 11.341,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Çok Bulutlu
İstanbul
13°C
Çok Bulutlu
Paz 13°C
Pts 13°C
Sal 14°C
Çar 13°C

İngiltere Demiryolu: Durgunluk mu, Yükseliş mi?

İngiltere Demiryolu: Durgunluk mu, Yükseliş mi?
27 Kasım 2019 17:09



İngiltere Demiryolu Sektörünün Durum Değerlendirmesi: Durgunluk mu, Büyüme mü?

Birleşik Krallık’ın hayati altyapı bileşenlerinden biri olan demiryolu sektörü, 2020 yılında belirsizlik dönemiyle karşı karşıya kaldı. Demiryolu Sektörü Birliği (RIA) adına ComRes tarafından yapılan bir anket, iş liderleri arasında gelecek büyümeye ilişkin önemli bir güven eksikliğini ortaya koydu. Bu makale, sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları ve fırsatları inceleyerek, bu karamsarlığa katkıda bulunan faktörlere derinlemesine iniyor. Siyasi belirsizliğin, özellikle Brexit’in ve büyük altyapı projelerindeki gecikmelerin, yatırım kararları ve genel sektör algısı üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Ayrıca, bu zorlukların tedarik zinciri üzerindeki etkilerini ve büyümeyi ve istikrarı teşvik etmek için hükümet müdahalesinin gerekliliğini analiz edeceğiz. Son olarak, uzun vadeli başarısı ve küresel pazarda rekabet gücü için çok önemli olan müşteri memnuniyetini artırma ve sektördeki çeşitliliği artırma stratejilerini ele alacağız.

Siyasi Belirsizlik ve Altyapı Gecikmeleri

Anket, siyasi istikrarsızlıktan kaynaklanan önemli endişeleri vurguladı. Brexit’in ticaret, yatırım ve düzenleyici çerçeveler üzerindeki etkisi önemli bir belirsizlik yarattı. Ayrıca, HS2 (Yüksek Hızlı 2), TransPennine Rota Yükseltmesi ve Crossrail 2 gibi büyük projelerdeki gecikmeler, yatırımları önemli ölçüde engelledi ve bu girişimlere dahil olan işletmelerin güvenini etkiledi. Bu projeler için net zaman çizelgelerinin ve finansman taahhütlerinin olmaması, kararsızlık iklimi yaratarak kararları geciktirdi ve tedarik zinciri boyunca dalgalanma etkisi yarattı. Bu belirsizlik, demiryolu şirketlerinin uzun vadeli planlar yapma, finansman sağlama ve kaynaklarını etkili bir şekilde yönetme yeteneklerini doğrudan etkiledi.

Demiryolu Tedarik Zinciri Üzerindeki Etki

Demiryolu sektöründeki karamsar görünüm, tedarik zincirini önemli ölçüde etkiledi. Çok sayıda projenin gecikmesi veya finansman belirsizlikleriyle karşı karşıya kalmasıyla, birçok tedarik zinciri işletmesi siparişlerde azalma ve bazı durumlarda küçülme tehdidiyle karşılaştı. Yoğun faaliyet dönemlerini uzun süreli duraklamaların izlediği demiryolu finansmanının “patlama ve çöküş” döngüsü, istikrarsızlığı daha da kötüleştirdi. Bu düzensiz finansman modeli, tedarikçilerin istikrarlı bir iş gücü sürdürmelerini, yeni teknolojilere yatırım yapmalarını ve uzun vadeli büyüme planlamalarını zorlaştırdı. Tedarik zincirini stabilize etmek ve yatırımı teşvik etmek için daha tutarlı ve tahmin edilebilir bir finansman modelinin gerekliliği kritik olarak belirlendi.

Hükümet Müdahalesi ve Stratejik Planlama Gerekliliği

RIA, hükümetin demiryolu sektörünün karşı karşıya olduğu zorlukları ele almak için proaktif adımlar atmasının kritik önemine vurgu yaptı. Bu, CP6 (Kontrol Dönemi 6) finansman döngüsü içindeki projelerin hızlandırılmasını, uzun vadeli finansmandaki patlama ve çöküş döngülerinin düzeltilmesini ve elektrifikasyon ve dijitalleşme girişimleri gibi geliştirmelerin sürekli bir programına bağlı kalmayı içeriyordu. Özellikle karbon emisyonlarının azaltılması ve yeni teknolojilerin benimsenmesi alanlarında inovasyonu desteklemek, uzun vadeli sürdürülebilirlik ve rekabet gücü için de çok önemli görülüyordu. Ayrıca, Birleşik Krallık demiryolu uzmanlığını ve teknolojilerini uluslararası pazarlarda tanıtmaya yönelik stratejik bir odak, büyüme ve yatırım için yeni yollar açabilir.

Müşteri Memnuniyetini Artırma ve Çeşitliliği Teşvik Etme

Altyapı ve finansman sorunlarının ötesinde, RIA ayrıca müşteri memnuniyetini artırmanın ve sektördeki çeşitliliği teşvik etmenin önemini vurguladı. Daha iyi hizmetler, güvenilir altyapı ve etkili iletişim yoluyla yolcu deneyimini iyileştirmek, kamu güvenini korumak ve yolcu sayısını artırmak için çok önemlidir. Benzer şekilde, daha çeşitli ve kapsayıcı bir iş gücünü desteklemek, yetenek çekmek ve elde tutmak, inovasyonu teşvik etmek ve sektörün hizmet verdiği daha geniş toplumu yansıtmasını sağlamak için çok önemlidir. Bu unsurlar, sektörün sosyal sorumluluğu için olduğu kadar uzun vadeli ekonomik uygulanabilirliği için de önemlidir.

Sonuç

ComRes anketi, 2020 yılında Birleşik Krallık demiryolu sektörünün görünümünü endişe verici bir şekilde ortaya koyarak, iş liderleri arasında önemli bir güven eksikliğini ortaya çıkardı. Bu karamsarlığı yönlendiren birincil faktörler, Brexit’in etrafındaki siyasi belirsizlik, büyük altyapı projelerindeki gecikmeler ve demiryolu finansmanının döngüsel doğasıydı. Bu belirsizlik, demiryolu tedarik zinciri üzerinde önemli bir olumsuz etkiye yol açarak, siparişlerde azalmaya, iş güvenliği endişelerine ve gelecekteki büyüme planlamasında zorluklara neden oldu. Bu zorlukları ele almak, hükümetin CP6 finansman döngüsü içindeki projeleri hızlandırması, uzun vadeli finansman döngülerini düzeltmesi ve karbon emisyonlarının azaltılması ve dijitalleşmede inovasyonu desteklemesi gibi kararlı adımlar atmasını gerektiriyor. Ayrıca, Birleşik Krallık demiryolu uzmanlığını uluslararası olarak tanıtmak, müşteri memnuniyetini artırmak ve sektörde çeşitliliği teşvik etmek, uzun vadeli başarısı için çok önemlidir. Bu alanları kapsayan proaktif bir yaklaşım, Birleşik Krallık demiryolu sektörünün sağlam ve rekabetçi bir sektör olmasını ve ulusun ekonomik büyümesine ve altyapı ihtiyaçlarına önemli ölçüde katkıda bulunmasını sağlamak için sadece arzu edilen değil, aynı zamanda gereklidir. Bu tür bir müdahale olmadan, sektör sürekli durgunluk riskiyle karşı karşıya kalır ve gelişen küresel ortamın sunduğu zorlukları ve fırsatları karşılayamayabilir.