Dolar 42,8012
Euro 50,1583
Altın 5.973,25
BİST 11.341,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Çok Bulutlu
İstanbul
13°C
Çok Bulutlu
Paz 13°C
Pts 13°C
Sal 14°C
Çar 13°C

HS2 Projesi: Fosil Keşifleri ve Demiryolu

Demiryolu inşaatlarında Jura dönemi fosilleri bulundu. HS2 projesi, antik deniz canlılarının kalıntılarını gün yüzüne çıkardı.

HS2 Projesi: Fosil Keşifleri ve Demiryolu
13 Eylül 2025 05:25

Demiryollarının Gizemli Dünyası: Fosil Keşifleriyle Geçmişe Yolculuk

Oxford Üniversitesi Doğa Tarihi Müzesi’nde (OUMNH) sergilenen geçici bir sergi, demiryolu inşaat projeleri sırasında ortaya çıkarılan fosil bulgularını gözler önüne seriyor. Bu olağanüstü keşifler, tarih öncesi çağlara ışık tutarak, İngiliz demiryolu ağının inşasıyla jeolojik araştırmalar arasındaki derin bağı da ortaya koyuyor. Özellikle Buckinghamshire, Oxfordshire ve West Northants bölgelerinde yapılan kazılarda bulunan deniz sürüngenleri (ihtiyozorlar) ve Jura Dönemi’ne (201 ila 145 milyon yıl önce) ait diğer canlıların kalıntıları, demiryolu mühendisliğinin, bilimsel araştırmalar için ne kadar önemli bir fırsat sunduğunun kanıtı niteliğinde. Bu makalede, sergilenen fosillerin detaylarına, keşif sürecine ve demiryolu sektörü ile jeoloji arasındaki etkileşime odaklanarak, bu heyecan verici konuyu derinlemesine inceleyeceğiz.

Jura Dönemi’nin İzleri: Fosil Buluntularının Keşfi

Sergide yer alan fosiller, özellikle HS2 (Yüksek Hızlı Tren) projesi gibi demiryolu inşaatları sırasında ortaya çıkarıldı. Bu projeler, İngiltere’nin merkezini kaplayan antik denizlerin altında yaşamış canlıların kalıntılarını gün yüzüne çıkardı. En dikkat çekici buluntular arasında, yaklaşık 183 milyon yaşında olduğu tahmin edilen bir ihtiyozorun (balık kertenkelesi) kalıntıları yer alıyor. Northamptonshire’daki Greatworth yakınlarında, “yeşil tünel” olarak adlandırılan bir kesim çalışması sırasında keşfedilen bu fosil, kuyruk ve alt gövde bölümünden oluşuyor ve oldukça iyi korunmuş durumda. Bu deniz canlısının, kabuklular ve balıklarla beslendiği ve 3 ila 4 metre uzunluğunda olduğu tahmin ediliyor.

Bir diğer önemli keşif ise Buckinghamshire’daki Waddesdon yakınlarında bulunan ikinci bir ihtiyozor kalıntısı. Yaklaşık 25 milyon yıl daha genç olduğu düşünülen bu canlı, 5 ila 6 metre uzunluğundaydı. Bu fosil, 18 omurga, sinir dikenleri ve kaburgalardan oluşuyordu. Bu durum, Waddesdon ihtiyozorunun ölümünden sonra diğer yırtıcılar tarafından parçalandığını ve kemiklerinin deniz tabanına dağıldığını gösteriyor. Bu keşifler, sadece tarih öncesi yaşam hakkında bilgi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda jeolojik zaman dilimlerinde meydana gelen olayları ve canlıların yaşam biçimlerini de anlamamızı sağlıyor.

Demiryolu İnşaatları ve Jeolojik Keşiflerin Tarihsel Bağlantısı

Sergide, OUMNH’nin ilk Müdürü olan Profesör John Phillips (1800-1874) tarafından toplanan arşiv malzemeleri de yer alıyor. Phillips, aynı zamanda bir saha jeoloğu ve paleontologdu. 19. yüzyılda İngiliz demiryolu ağının inşası sırasında ortaya çıkan jeolojik fırsatların farkına varan Phillips, Londra ve Oxford arasındaki demiryolu inşaatları sırasında fosiller topladı. Onun çalışmaları, demiryolu inşaatlarının jeolojik araştırmalar için ne kadar değerli olduğunu ve bu iki alanın nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor.

Phillips’in “York, Leeds ve Hull’dan Demiryolu Gezileri” (1855) adlı eseri, jeolojik gözlemlerle değişen manzaraya dair yorumları bir araya getiriyor. Bu çalışma, demiryolu seyahatlerinin jeolojik keşifler için nasıl kullanılabileceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Bu tarihi bağ, günümüzde de devam ediyor. HS2 projesi gibi büyük ölçekli demiryolu projeleri, jeolojik araştırmalar için yeni fırsatlar sunarken, aynı zamanda geçmişle geleceği birbirine bağlayan önemli bir köprü görevi görüyor.

HS2 Projesi ve Bilimsel İşbirliği

HS2 projesi kapsamında yapılan fosil keşifleri, EKFB (Eiffage, Kier, Ferrovial Construction ve Bam Nuttall’dan oluşan bir konsorsiyum) adlı ana yüklenici firma tarafından koordine ediliyor. EKFB, Chilterns’ten Güney Warwickshire’a kadar uzanan ve Jura jeolojisinin 200 milyon yıllık bir kesitinden geçen 80 km’lik yeni demiryolu hattını inşa ediyor. Yüklenici ekip, akademik jeologların ve araştırmacıların numune toplamasına ve incelemeler yapmasına olanak tanıyor.

İlk ihtiyozorun keşfi, Dr. Murray Edmonds, Sally Hollingsworth ve Dr. Neville Hollingworth’un katılımıyla gerçekleşen bir saha ziyareti sırasında yapıldı. Fosil, doğa tarihi koruyucusu Nigel Larkin ve ihtiyozor uzmanı Dr. Dean Lomax tarafından korunmaya alındı. Bu işbirliği, demiryolu inşaatının sadece mühendislik bir faaliyet olmaktan öte, aynı zamanda bilimsel araştırmalar için önemli bir kaynak olduğunu gösteriyor. HS2 projesi, bilimsel araştırmalar için sunduğu imkanlarla, demiryolu sektörünün kültürel mirasa katkısını da gözler önüne seriyor.

Fosillerin Geleceği: Araştırma ve Eğitim İçin Miras

EKFB’nin Baş Jeoloğu Giles Hemmings’in belirttiği gibi, HS2 projesi sırasında ortaya çıkarılan tüm örnekler, gelecekteki araştırmalar için OUMNH dahil olmak üzere müze koleksiyonlarına sunulacak. Geçici serginin ardından, Waddesdon ihtiyozorunun kalıntıları, Aylesbury’deki Discover Bucks’a bağışlanacak. Bu, fosillerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için atılan önemli bir adım.

Fosillerin müze koleksiyonlarına dahil edilmesi, bilimsel araştırmaları desteklemenin yanı sıra, eğitim ve öğretim faaliyetleri için de önemli bir kaynak sağlayacak. Bu sayede, demiryolu inşaatları sırasında yapılan keşifler, sadece jeologların değil, aynı zamanda öğrencilerin, araştırmacıların ve meraklıların da ilgisini çekecek. Bu durum, demiryolu sektörünün kültürel ve bilimsel mirasa katkısını daha da güçlendirecektir.

Sonuç

Oxford Üniversitesi Doğa Tarihi Müzesi’ndeki sergi, demiryolu inşaatları sırasında ortaya çıkarılan fosil bulgularının, özellikle de ihtiyozor kalıntılarının sergilenmesiyle, Jura Dönemi’ne dair çarpıcı bilgiler sunuyor. Bu sergi, demiryolu gelişimi ile jeolojik keşifler arasındaki tarihi bağı vurgulayarak, demiryolu sektörünün bilimsel araştırmalara olan katkısını gözler önüne seriyor. HS2 projesi gibi büyük ölçekli projelerden elde edilen buluntuların gelecekteki araştırmalar ve eğitim için korunması, demiryolu sektörünün sadece ulaşım alanında değil, aynı zamanda bilimsel ve kültürel mirasa katkı sağlayan bir alan olduğunu kanıtlıyor.

Geleceğe yönelik projeksiyonlar yapacak olursak, demiryolu projelerinin jeolojik araştırmalarla daha da entegre hale geleceği ve bu sayede daha fazla fosil keşfedileceği öngörülebilir. Bu keşifler, geçmişin sırlarını aralamanın yanı sıra, demiryolu sektörünün toplum üzerindeki olumlu etkilerini de artıracaktır. Bu süreçte, demiryolu şirketlerinin, üniversitelerin ve müzelerin iş birliği, bilimsel araştırmaların ilerlemesi ve kültürel mirasın korunması için hayati önem taşımaya devam edecektir.