Dolar 42,8012
Euro 50,1583
Altın 5.973,25
BİST 11.341,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Çok Bulutlu
İstanbul
13°C
Çok Bulutlu
Paz 13°C
Pts 13°C
Sal 14°C
Çar 13°C

Hidrojen Bazlı Ray: Türkiye’de Sürdürülebilir Ulaşım

Hidrojen Bazlı Ray: Türkiye’de Sürdürülebilir Ulaşım
1 Ağustos 2025 01:34

“`html

Demiryolu Sektöründe Devrim: Hidrojen Bazlı İlk Ray

Giriş

Demiryolu sektörü, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için yoğun bir şekilde yenilikçi çözümler araştırıyor. Bu bağlamda, voestalpine’nin dünyanın ilk hidrojen bazlı rayını üretmesi, sektördeki önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Bu makale, bu inovasyonun teknik detaylarına, çevresel etkisine ve demiryolu altyapısının geleceği için olası sonuçlarına derinlemesine bakıyor.

Problem Tanımı: Sürdürülebilirlik ve Karbon Ayak İzi

Demiryolu altyapısının önemli bir bileşeni olan raylar, geleneksel çelik üretim süreçlerinde yüksek karbon emisyonu üretiyor. Bu emisyonlar, küresel iklim değişikliğine önemli bir katkı sağlıyor. Sektör, emisyonları azaltarak karbon ayak izini küçültmek ve sürdürülebilirliğe geçişi hızlandırmak için yoğun çaba sarf ediyor. TCDD (Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları), UIC (Uluslararası Demiryolları Birliği) gibi uluslararası kuruluşlar da bu konuda önemli rol oynuyor.

Çözüm: Hidrojen Bazlı Çelik Üretimi

voestalpine, Avusturya’daki Donawitz tesislerinde, hidrojen bazlı bir çelik üretim süreci geliştirmiş durumda. Bu yöntem, ideal olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen hidrojeni, demir cevherinden oksijeni çıkarmak için kullanıyor. Bu, geleneksel yöntemlerde büyük oranda kullanılan kömürün yerini alarak CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltıyor ve sadece su buharı gibi zararsız bir yan ürün bırakıyor. HYFOR (Hidrojen Bazlı İnce Cevher Azaltma) pilot tesisi, bu sürecin merkezinde yer alıyor. TechMet araştırma çelik atölyesi ise hammaddelerin eritilmesini ve işlenmesini sağlıyor.

Uygulama Örnekleri: İlk “Yeşil” Rayın Kurulumu

voestalpine’nin hidrojen bazlı ilk rayı, Avusturya’nın Linz Merkez İstasyonu’nda kuruldu. Bu, demiryolu sektörünün net sıfır emisyona geçişindeki kritik bir adımdır. Rayın, hurda malzemeler ve HYFOR pilot tesisi tarafından üretilen hidrojenle indirgenmiş saf demirin bir karışımından elde edildiği belirtildi. Bu üretim süreci, modern demiryolu uygulamaları için gerekli olan yüksek sertlik ve aşınma direncini sağlayarak, geleneksel raylarla aynı performans seviyesine ulaşılmasını sağlıyor.

Geleceğe Yönelik Projeksiyonlar: Sürdürülebilirliğin Genişlemesi

voestalpine, 2027 yılına kadar Linz ve Donawitz’deki tesislerinde her birinde yeşil enerjiyle çalışan elektrikli bir akım ocaklarını devreye alma planı ile sürdürülebilirliğe olan bağlılığını ortaya koyuyor. Bu inovasyon sadece demiryolu sektöründe değil, diğer sektörlerde de geniş kapsamlı bir etkiye sahip olabilir. voestalpine, 2050 yılına kadar çelik üretimindeki net sıfır CO2 emisyonu hedefiyle, bu alanda sürdürülebilirliğin liderliğini sürdürmeyi hedefliyor. Sonuç olarak, yüksek performanslı altyapı ve çevresel duyarlılık arasındaki çatışma ortadan kalkarak, geleceğin sürdürülebilir demiryolu altyapısının yolunu açıyor.

“`