LILEE Systems, Demiryolu Geçiş Güvenliğini Artırmak için SafeRail Kablosuz Aktivasyon Sistemini Test Ediyor
SafeRail sistemi, AAR S-9202 standartlarına uyumlu LILEE TransAir STS-2025 ağ geçidini içeriyor ve Wayside Mesaj Sunucusu özellikleriyle iletişim yedekliliği sağlıyor. Bu, tren gecikmelerini en aza indirirken uzun vadeli güvenlik ve güvenilirliği artırıyor.

LILEE Systems, Kuzey Amerika’da 30.000 milden fazla demiryolu ağına sahip isimsiz bir Class I yük treni operatörü ile iş birliği içinde SafeRail kablosuz geçiş aktivasyon çözümünün testlerine başladı. Bu girişim, geçiş güvenliğini artırmayı, hizmet kesintilerini azaltmayı ve tren hızlarını yükseltmeyi hedefleyen Pozitif Tren Kontrolü (PTC) 2.0 çabalarının bir parçasıdır. SafeRail sistemi, standart PTC sistemlerindeki güvenlik açıklarını gidermek için tasarlanmış kapsamlı bir Sınır Uyumluluğu ve Çarpışma Önleme Sistemi (LCCAS) sunuyor.
SafeRail sistemi, AAR S-9202 standartlarına uyumlu LILEE TransAir STS-2025 ağ geçidini içeriyor ve Wayside Mesaj Sunucusu özellikleriyle iletişim yedekliliği sağlıyor. Bu, tren gecikmelerini en aza indirirken uzun vadeli güvenlik ve güvenilirliği artırıyor. LILEE Systems CEO’su Jia-Ru Li, şirketin Class I demiryolu operatörleriyle on yıllık iş birliği deneyimini vurgulayarak, PTC 2.0 teknolojileriyle demiryolu güvenliğini ilerletme taahhüdünü dile getirdi. SafeRail sistemi, geçiş aktivasyonlarının zamanlamasını ve doğruluğunu iyileştirerek güvenlik tehlikelerine ve hizmet kesintilerine yol açabilecek arızaları azaltmayı hedefliyor.
Class I yük treni operatörü, SafeRail sistemini bir yedek olarak kullanarak ana sistem arızalandığında veya kullanılamadığında bile geçişlerin aktif hale gelmesini sağlıyor. Bu özellikle uzun yük trenleri için avantajlıdır, çünkü daha yüksek güvenli hızların korunmasına ve operasyonel verimliliğin artırılmasına olanak tanır. Sistem ayrıca, LiDAR ve kamera görüntüleme gibi yapay zeka (AI) ve sensör füzyon teknolojilerini entegre ederek geçişleri ve rayları izliyor. Bu teknolojiler, lokomotifleri ve bakım araçlarını tespit ederek ana sistem çevrimdışı olduğunda bile geçişlerin doğru bir şekilde aktif hale gelmesini sağlıyor. Bu test, Kuzey Amerika’da demiryolu güvenliği ve operasyonel verimliliği artırma yolunda önemli bir adımı temsil ediyor.