Dolar 41,9391
Euro 48,7999
Altın 5.540,56
BİST 10.941,79
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Paz 21°C
Pts 24°C
Sal 21°C
Çar 18°C

Avrupa’da Demiryolu Fiyatlandırma Analizi: 2025 Raporu

Avrupa’da raylı ulaşım, hava yoluna karşı fiyat rekabetinde güçleniyor. 2025 raporu, demiryolunun daha uygun olduğu güzergahların arttığını gösteriyor.

Avrupa’da Demiryolu Fiyatlandırma Analizi: 2025 Raporu
6 Eylül 2025 16:25

Avrupa Ulaşımında Fiyatlandırma Dengesi: Hava Yolu mu, Raylı Sistem mi?

Avrupa’da ulaşım sektöründe fiyatlandırma dengesizliği, çevre üzerindeki etkileri ve sürdürülebilir ulaşım hedefleri açısından önemli bir tartışma konusudur. Greenpeace’in “Ucuza Uçmak, Pahalı Ödemek” başlıklı raporu, hava ve demiryolu seyahatlerinin fiyatlarını analiz ederek bu konuya ışık tutuyor. 2025 yılındaki incelemede, 31 ülke ve 33 iç hat güzergahında, demiryolu ulaşımının daha avantajlı olduğu rotaların sayısında 2023’e göre artış olduğu gözlemlendi. Bu artış, raylı sistemlerin rekabet gücünü artırma potansiyeline işaret etse de, hava yolu şirketlerine tanınan vergi muafiyetleri ve sübvansiyonlar nedeniyle dengesizlikler devam ediyor. Bu makalede, demiryolu sektörü uzmanı olarak, raporun bulgularını derinlemesine inceleyerek, Avrupa’daki ulaşım dinamiklerini, gelecekteki potansiyelleri ve sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları ele alacağız.

Hava Yolu ve Demiryolu Fiyatlandırmasındaki Değişimler

Greenpeace raporu, 2023 ve 2025 yılları arasındaki fiyatlandırma karşılaştırmalarını detaylı bir şekilde sunuyor. 2025 araştırması, 109 uluslararası ve 33 iç hat güzergahını kapsarken, 2023’te bu sayı 112 idi. Raporun en dikkat çekici bulgularından biri, demiryolu ulaşımının daha uygun fiyatlı olduğu rotaların sayısındaki artış. 2023’te analiz edilen güzergahların yalnızca %27’sinde demiryolu daha uygunken, bu oran 2025’te %41’e yükseldi. Bu artış, demiryolu şirketlerinin fiyat politikalarında yaptığı iyileştirmelerin ve direkt bağlantıların artmasının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Ancak, hava yolu şirketlerinin sunduğu düşük maliyetli biletlerin hala cazibesini koruduğu ve pazarın önemli bir bölümünü domine ettiği de göz ardı edilmemeli. Özellikle düşük maliyetli hava yolu şirketlerinin (örneğin Ryanair) sunduğu fiyatlar, bazı güzergahlarda demiryolu ulaşımına göre belirgin bir avantaj sağlayabiliyor.

Güzergah ve Bölgesel Farklılıklar

Rapor, güzergahlar ve bölgeler arasındaki önemli farklılıklara dikkat çekiyor. Özellikle sınır ötesi ve iç hat seyahatleri arasında belirgin bir fark bulunuyor. İç hatlarda demiryolu, genellikle daha uygun fiyatlı bir seçenek olarak öne çıkıyor. Örneğin, 2023’te Venedik’ten Budapeşte’ye seyahat etmek için Londra aktarmalı iki Ryanair uçuşu en ucuz seçenek olabilirken, 2025’te bu tür yüksek emisyonlu bağlantılı uçuşlar daha az tercih ediliyor. Bu durum, demiryolu şirketlerinin doğrudan bağlantı sunma konusundaki çalışmalarının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Coğrafi farklılıklar da belirgin bir şekilde görülüyor. Batı Avrupa’da hava yolu taşımacılığı hala daha ağırlıklıken, Doğu Avrupa’da demiryolu daha uygun fiyatlı bir alternatif olarak öne çıkıyor. Fransa, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde, demiryolu ile hava yolu arasındaki fiyat farkı 2023’te olduğu gibi 2025’te de yüksek seviyelerde seyretti. Örneğin, Fransa’da çoğu güzergahta trenle seyahat etmek, hava yoluna göre daha pahalı. Buna karşılık, Baltık ülkelerinde (Estonya, Letonya ve Litvanya) trenler genellikle daha uygun fiyatlı bulunurken, Polonya ve Slovenya’da da demiryolu seyahati daha erişilebilir hale geldi. Orta Avrupa’da (Almanya, Avusturya ve İsviçre) sınır ötesi güzergahların yaklaşık %50’sinde trenle seyahat daha uygun fiyatlı olmakla birlikte, bu oran hedefe göre değişiklik gösteriyor. Raporda, bazı ülkelerde (Belçika, Karadağ gibi) iç hat seyahatlerinin tamamının analiz edilememesi, çalışmanın sınırlılıkları arasında yer alıyor.

Ekonomik Faktörler ve Vergi Politikaları

Son iki yılda yaşanan enflasyonist baskılar, hava yolu fiyatlarını demiryolu fiyatlarına göre daha fazla etkiledi. Bu durum, demiryolu seyahatinin rekabet gücünü artırırken, bazı güzergahlarda hava yolu fiyatları daha da yükseldi. Ancak, fiyat farklılıklarının temel nedeni, hava yolu şirketlerine tanınan vergi muafiyetleri ve devlet destekleri. Hava yolu şirketleri, uluslararası uçuşlarda ne kerosen vergisi ödüyor ne de KDV (Katma Değer Vergisi) uyguluyor. Ayrıca, çeşitli sübvansiyonlardan da yararlanıyorlar. Buna karşılık, demiryolu işletmecileri enerji vergileri, KDV ve yüksek ray erişim ücretleriyle karşı karşıya. Greenpeace’in raporunda belirtildiği gibi, Barselona’dan Londra’ya bir uçuş sadece 15 Avroya mal olabilirken, tren yolculuğu 26 kat daha pahalıya gelebiliyor. Bu dengesizlik, ulaşım sektöründe sürdürülebilirliğin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.

Sektörel Çözüm Önerileri ve Geleceğe Yönelik Projeksiyonlar

Greenpeace raporu, hava ve demiryolu ulaşımı arasındaki fiyatlandırma dengesizliğinin azaltılması için önemli bir farkındalık yaratıyor. Raporun sonuçları, demiryolu seyahatinin rekabet gücünü artırmak için atılması gereken adımları da ortaya koyuyor. Hava yolu şirketlerine tanınan vergi avantajlarının kaldırılması, demiryolu ulaşımının daha uygun fiyatlı hale getirilmesi ve çevresel etkilerin göz önünde bulundurulması, atılması gereken temel adımlar arasında yer alıyor. Bu bağlamda, demiryolu şirketlerinin enerji verimliliğini artıracak teknolojilere yatırım yapması, yüksek hızlı tren (YHT) hatlarının yaygınlaştırılması ve demiryolu ağlarının modernizasyonu büyük önem taşıyor. Ayrıca, Avrupa Demiryolları Birliği (CER) gibi kuruluşların, demiryolu sektörünün çıkarlarını korumak ve daha adil bir rekabet ortamı yaratmak için lobi faaliyetlerini artırması gerekiyor. Gelecekte, Avrupa Birliği’nin (AB) sürdürülebilir ulaşım politikalarını güçlendirmesi, hava yolu şirketlerine uygulanan vergi muafiyetlerini azaltması ve demiryolu ulaşımını destekleyici teşvikler uygulaması, sektörün dengelenmesi açısından kritik öneme sahip olacaktır. Bu sayede, vatandaşlar için daha erişilebilir, çevre dostu ve sürdürülebilir bir ulaşım sistemi oluşturulabilir.

Sonuç

Greenpeace’in raporu, 2023 yılına kıyasla, hava ve demiryolu seyahatlerinin karşılaştırmalı fiyatlandırmasında olumlu bir eğilim olduğunu gösteriyor. Demiryolu ulaşımı daha rekabetçi hale gelirken, hava yolu şirketlerine tanınan vergi avantajları ve sübvansiyonlar nedeniyle önemli farklılıklar devam ediyor. 2025 yılında yapılan araştırmada, 31 ülkeden 109 uluslararası ve 33 iç hat güzergahı incelendi. Rapor, Avrupa’da sürdürülebilir ulaşımın geleceği için atılması gereken adımlara ışık tutuyor. Hükümetlerin, hava yolu şirketlerine sağlanan vergi muafiyetlerini sonlandırması, demiryolu ulaşımını teşvik etmesi ve çevresel etkileri göz önünde bulundurması gerekiyor. Gelecekte, Avrupa’da daha adil, çevre dostu ve sürdürülebilir bir ulaşım sistemine ulaşmak için bu tür politikaların hayata geçirilmesi hayati önem taşıyor.