Hızlı tren İstanbul 2013, Sivas ve Bursa 2016, İzmir 2017’de açılacak
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Karabük Garı’nda düzenlenen Irmak-Karabük-Zonguldak (IKZ) Demiryolu Hattı Rehabilitasyonu ve Sinyalizasyonu temel atma törenine katıldı.
Bakan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kalkınma ve sanayileşmesinde önemli bir yeri olan Karabük’ün, ihmalden nasibini aldığını anlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendilerine, 15 bin kilometre bölünmüş yol yapma, hava yolunu halkın yolu yapma, demiryollarını ayağa kaldırma ve Türk insanının 40 yıllık özlemi olan hızlı treni ülkeye getirme talimatları verdiğini anımsatan Yıldırım, 9,5 yılda bölünmüş yolu 15 bin 500 kilometreye, havayolu taşımacığılını 58,5 milyon kişiye çıkardıklarını söyledi.
Selçuklu, Osmanlı, Türkiye başkentlerini İstanbul’a bağlıyoruz. Yapılan çalışmaları anlatan Yıldırım, ”Ankara-İstanbul gün sayıyor. 2013 sonunda açıyoruz. Ankara-Sivas’ı ve Ankara-Bursa’yı 2016′da açıyoruz, Ankara-İzmir’i 2017′de açıyoruz. Bursa’yı 2016 da açıyoruz.
Yani Selçuklu’nun Osmanlı’nın Türkiye Cumhuriyetinin başkentlerini dünyanın incisi İstanbul’a bütün bu şehirlerimizi bağlıyoruz. Marmaray ile de Pekin’den Londra’ya kesintisiz tarihi İpek Yolunu ihya ediyoruz” diye konuştu.
Yıldırım, Türkiye’nin 154 yıllık rüyası, dünyanın en büyük projelerinden biri olan Marmaray’ın 29 Ekim 2013′te açılacağını belirtti.
Türk insanının Avrupa ile bütünleşmek istediğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
”Avrupa’ya yük değil, Avrupa’nın yükünü paylaşmak için gidiyor. Hiçbir zaman kimseye yük olan, kimsenin sırtından geçinen millet olmadık. Daima herkese desteğimiz oldu, katkımız oldu. Türk milletinin geçmişinde şanlı bir tarihi var, geleceğinde de aynı anlayışı devam ediyor. AB’ye üye olmak, Avrupa ile bütünleşmek için önce demiryollarını birleştireceğiz. Demiryolları, demirağları sadece yurdu dört bir baştan donatmayacağız, bunu, Avrupa ile de birleştireceğiz. Bu proje de onlardan bir tanesidir. Adım adım yollarıyla, demiryollarıyla, havayollarıyla denizyollarıyla Avrupa ile birleşmiş bir Türkiye, artık AB’ye fiilen katılmış Türkiye demektir. Onun için biz, AB’nin sadece birlik içine girip, orada birlikten bazı şeyler sağlamak olduğunu düşünmüyoruz. Türkiye, her zaman katkı sağlayan, gücünü, enerjisini dostlarıyla arttıran bir anlayışla çalışmalarını sürdürüyor.”